SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-ENBİYA

<< 1398 >>

باب: {واذكر في الكتاب مريم إذ انتبذت من أهلها} /مريم: 16/.

48. YÜCE ALLAH'IN: "KİTAPTA MERYEM'İ DE AN. HANİ O KENDİ AİLESİNDEN DOĞU TARAFıNDA BİR YERE ÇEKİLMİŞTİ."[Meryem, 16] A YETİ

 

نبذناه: ألقيناه: اعتزلت. {شرقيا} /مريم: 16/: مما يلي الشرق. {فأجاءها} /مريم: 23/: أفعلت من جئت، ويقال: ألجأها اضطرها. {تساقط} /مريم: 25/: تسقط. {قصيا} /مريم: 22/: قاصيا. {فريا} /مريم: 27/: عظيما.

قال ابن عباس: {نسيا} /مريم: 23/: لم أكن شيئا. وقال غيره: النسي الحقير.

وقال أبو وائل: علمت مريم أن التقي ذو نهية حين قالت: {إن كنت تقييا} /مريم: 18/.

قال وكيع، عن إسرائيل، عن أبي إسحاق، عن البراء: {سريا} /مريم: 24/: نهر صغير بالسريانية.

"Onu ... sığınmaya mecbur etti. "[Meryem, 23] Onu oraya sığınmaya -başka çaresi olmadığından- mecbur etti diye açıklanmıştır.

 

"Büsbütün unutulsaydım {nesiyya)"[Meryem, 23] buyruğunu İbn Abbas hiçbir şey 01masaydım diye açıklamıştır. Başkaları ise bunun hakir ve değersiz şeyanlamına geldiğini söylemişlerdir. Ebu Vail dedi ki: Meryem takva sahibi olan bir kimsenin kötülükten çekinebilecek birisi olduğunu bildiğinden: "Eğer takva sahibi bir kimse isen"[Meryem, 18] demiştir. Vekt, İsrail'den, o Ebu İshak'dan, o el-Bera'dan "Seriyy"[Meryem, 24], Süryanice'de küçük ırmak demektir.

 

حدثنا مسلم عن إبراهيم: حدثنا جرير بن حازم، عن محمد بن سيرين، عن أبي هريرة،

 عن النبي صلى الله عليه وسلم قال: (لم يتكلم في المهد إلا ثلاثة: عيسى، وكان في بني إسرائيل رجل يقال له جريج، كان يصلي، جاءته أمه فدعته، فقال: أجيبها أو أصلي، فقالت: اللهم لا تمته حتى تريه وجوه المومسات، وكان جريج في صومعته، فتعرضت له امرأة وكلمته فأبى، فأتت راعيا فأمكنته من نفسها، فولدت غلاما، فقالت: من جريج، فأتوه فكسروا صومعته وأنزلوه وسبوه، فتوضأ وصلى ثم أتى الغلام، فقال: من أبوك يا غلام؟ قال: الراعي، قالوا: نبني صومعتك من ذهب؟ قال: لا، إلا

من طين. وكانت امرأة ترضع ابنا لها من بني إسرائيل، فمر بها رجل راكب ذو شارة، فقالت: اللهم اجعل ابني مثله، فترك ثديها وأقبل على الراكب، فقال: اللهم لا تجعلني مثله، ثم أقبل على ثديها يمصه - قال أبو هريرة: كأني أنظر إلى النبي صلى الله عليه وسلم يمص إصبعه - ثم مر بأمة، فقالت: اللهم لا تجعل ابني مثل هذه، فترك ثديها، فقال: اللهم اجعلني مثلها، فقالت: لم ذاك؟ فقال: الراكب جبار من الجبابرة، وهذه الأمة يقولون: سرقت، زنيت، ولم تفعل).

 

[-3436-] Ebu Hureyre'den rivayete göre Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

 

"Beşikte sadece üç kişi konuşmuştur. (Bunlardan biri) İsa'dır. {Diğerine gelince} İsrailoğulları arasında Cureyc adında bir adam vardı. Namaz kılıyordu. Annesi yanına gelip onu çağırdı. (Kendi kendisine): Ona karşılık mı vereyim, yoksa namaza mı devam edeyim dedi. Annesi: Allahlım sen ona fahişelerin yüzlerini göstermeden canını alma.

 

Cureyc manastmnda iken bir kadın karşısına çıkt,l, onunla konuştu. O kadından yüz çevirdi. Daha sonra bir çobanın yanına gitti. Çobanın kendisi ile beraber olmasına imkan tanıdı. Bir çocuk doğurdu. Kadın: Bu, Cureyc'dendir, dedi. İnsanlar onun yanına gittiler, manastırını yıktılar, oradan onu indirdiler, ona ağır sözler söylediler. Abdest aldıktan sonra namaz kıldı. Sonra çocuğun yanına giderek: Ey çocuk, baban kimdir, diye sordu. Çocuk: Çobandır dedi. Bu sefer manastırını yıkanlar: Senin manastırını altından bina edelim, dediler. O: Hayır çamurdan başkasını kabul etmem, dedi.

 

(Üçüncülerine gelince) İsrailoğullarından bir kadın çocuğunu emziriyordu.

Bineği üzerinde yakışıklı bir adam geçti. Annesi: Allah'ım, benim oğlumu da bunun gibi kıl, dedi. Çocuğu annesinin memesini bırakarak bineği üzerindeki adama dönüp: Allah'ım, beni onun gibi yapma, dedi. Sonra da annesinin memesini emmeye koyuldu.

 

Ebu Hureyre dedi ki: Şu anda ben Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in parmağını emişini görüyor gibiyim.

 

Daha sonra bir cariyenin yanından geçti(ler). Annesi: Allah'ım, oğlumu bu cariye gibi kılma, dedi. Çocuk annesinin memesini bırakarak: Allah'ım, beni onun gibi kıl, dedi. Annesi: O nedenmiş, diye sordu.

 

Çocuk dedi ki: Bineği üzerindeki adam zorbalardan bir zorba idi. Bu cariyeye ise hırsızlık yaptın, zina ettin diyorlar. Oysa o bunları yapmamıştır."

 

BU HADİS’İN MÜSLİM RİVAYETİ VE İZAH İÇİN buraya tıklayın

 

 

حدثني إبراهيم بن موسى: أخبرنا هشام، عن معمر. حدثني محمود: حدثنا عبد الرزاق: أخبرنا معمر، عن الزهري قال: أخبرني سعيد ابن المسيب، عن أبي هريرة رضي الله عنه قال:

 قال رسول الله صلى الله عليه وسلم ليلة أسري بي: (لقيت موسى قال: فنعته، فإذا رجل - حسبته قال - مضطرب رجل الرأس، كأنه من رجال شنوءة، قال: ولقيت عيسى - فنعته النبي صلى الله عليه وسلم فقال - ربعة أحمر، كأنما خرج من ديماس - يعني الحمام - ورأيت إبراهيم وأنا أشبه ولده به، قال: وأتيت بإناءين، أحدهما لبن والآخر فيه خمر، فقيل لي: خذ أيهما شئت، فأخذت اللبن فشربته، فقيل لي: هديت الفطرة، أو: أصبت الفطرة، أما إنك لو أخذت الخمر غوت أمتك).

 

[-3437-] Ebu Hureyre r.a.'dan dedi ki: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem İsra'ya götürüldüğü gece(yi anlatırken) dedi ki:

 

Musa ile karşılaştım. (Ebu Hureyre) dedi ki: Onu şöylece anlattı: Onun -zannederim şöyle dedi- aşırı olmamak üzere cüsseli birisi olduğunu gördüm. Saçları hafif dalgalı idi. Sanki Şenuelilerden bir damı andırıyordu. (Devamla) buyurdu ki:

 

İsa ile de karşılaştım. -Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem onun niteliklerini anlatarak şöyle buyurdu:

 

"Orta boylu, teni kırmızıya çalıyordu. Sanki hamamdan çıkmış gibi idi. İbrahim'i de gördüm. Onun soyundan gelen çocukları arasında ona en çok benzeyen kişi benim. (Devamla şöyle) buyurdu:

 

Bana birisinde süt, diğerinde şarap bulunan iki kap getirildi. Dilediğini alabilirsin, denildi. Ben süt'ü alıp, içtim. Bana:

 

Sen fıtrata doğru iletildin -ya da: fıtratı isabet ettirdin- denildi. Eğer şarabı almış olsaydın, senin ümmetin azmış olacaktı."

 

AÇIKLAMA 1405. SAYFA 3447.HADİSTE.